6. TEKSTİL TEKNOLOJİSİ ALANI
A. ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ
Son dönemlerde, temel bilimler ile elektronik ve bilgisayar mühendislikleri başta olmak üzere çeşitli mühendislik dallarındaki gelişmelerin tekstil sanayisine uygulanması sonucunda, gelişmiş ülkelerde tekstil sanayisinin yapısı emek yoğun sanayi durumundan, tamamen sermaye ve makine yoğun sanayi durumuna dönüşmüştür. Söz konusu dönüşümde, makineleşme yolundaki gelişmelerin yanı sıra insan yapısı liflerin (yapay ve sentetik) icadının da etkisi büyük olmuştur. Doğal lifler yerine kullanılabilen insan yapısı lifler, makinelerin ve yöntemlerin kullanımına olanak tanıdığından teknolojinin gelişmesini zorlamıştır. Sonuç olarak ücret düzeyi düşük ülkelerin, sanayileşmiş ülkelerin tekstil sanayisi üzerindeki baskısı, teknolojik düzeyde sağlanan gelişmeler (otomatik iplik üretimi, mekiksiz dokuma tezgâhları, gelişmiş örgü makineleri, bilgisayarla desteklenen tasarım vb.) karşısında artık azalmıştır. Teknolojinin ilerlemesi ile üretim, makine ve iş gücü veriminin yükseltilmesi sağlanmıştır.
Tekstil alanı, yüksek ihracat performans ve potansiyeli ile ülkenin dünyaya açılan penceresidir. Tekstil, Türkiye’nin toplam ihracatının % 38’ini oluşturmaktadır. Ülkemizde özellikle İstanbul, Bursa, Denizli, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana, Kayseri, Tekirdağ gibi ilimizde tekstil sektörü yoğunlaşmıştır. Tekstil sektörü hem ülke ekonomisine katkı sağlamakta hem de istihdam alanı yaratmaktadır.
Türk tekstil sektörü, iplikten başlayarak geniş ve güçlü bir üretim yelpazesi ve kapasitesine sahiptir. İğ sayısı itibari ile dünyada altıncı, rotor sayısında dördüncüdür; dokuma ve örgü kapasitesi AB kapasitesinin dörtte biri, terbiye (boya, baskı, apre) kapasitesi ise AB düzeyindedir.
Türk tekstil sektörü teknoloji düzeyi, ekonomik etkinliği ve sosyal etkileşimi itibariyle ülkenin önde gelen sosyoekonomik faaliyet alanlarından biridir. Sektörün bu konumunu önümüzdeki yıllarda koruması, hatta geliştirmesi beklenmektedir.